Döneminin dünya yıldızı Marilyn Monroe zor bir hayatı olsa da dünya tarafından sevilmiş olan ünlülerden biridir. Çocukluğunda yetimhanelerde ve kendisinin sahiplenen ailelerin yanında oradan oraya savrulmuş olsa da dünyaya her zaman basitçe sevgi veren bir yıldızdı.
20. yüzyılın sarışın bombası, kadınların ve erkeklerin idolü olan Marilyn Monroe’nın hayatı sanıldığı gibi yıldızlarla dolu değil. Belki de hayatındaki tek yıldız kendisiydi. Birçok evlilik yapmış ve erkeklerde aradığını bulamamış bir karakterdi.
Marilyn Monroe hayatı, kariyeri, evlilikleri ve çocukluğuna dair merak edilenleri burada derledik. 20.yüzyıla damgasını vurmuş bir dünya yıldızının yaşadıklarına daha yakından beraber bakalım.
Marilyn Monroe Kimdir?
Marilyn Monroe 1 Haziran 1926 doğumlu olan 36 yıllık kısa yaşamında bir dünya starı olmayı başaran oyuncu, şarkıcı ve modeldir. İkizler burcu olan Marilyn Amerika’da Brentwood’da hayatını kaybetmiştir.
Marilyn Monroe’nin yaşamı sandığınızdan çok daha karmaşık ve zordu. Sağlık sıkıntılarından tutun da çocukluğuna kadar yaşadıklarını birer birer irdeledik.
Marilyn Monroe 1926 ve 1962 yılları arasında yaşamıştır.
Hayatına Los Angeles’ta başlayan ünü yıldızın doğduğu zamanki adı farklıydı. Ailesi ona Norma Jeane Mortenson adını vermişti. bir devlet hastanesinde hayata gözlerini açmıştı.
Marilyn Monroe’nin biyolojik babası Charles Stanley Gifford olarak biliniyor. Babası ile annesi RKO stüdyolarında tanışmıştı. Annesi o zaman film editörlüğü yapıyordu.
Annesi’nin şizofreni rahatsızlığı nedeni ile hastaneye yatırılması Marilyn için dönüm noktası oldu.
Marilyn annesinin şizofreni tanısı almasından sonra hastaneye yatırılması ile bir yetimhaneye yerleştirildi. Hayatının henüz ilk yıllarındayken böyle bir durumun içine düşmesi onun çocukluğunun zorlu geçeceğini baştan haber veriyordu.
Marilyn için hayat annesi akıl hastanesine yatmadan önce de çok zordu. Babasız büyümesi bir yana açlık ve parasızlık ile büyümüştü.
Garip bir şekilde Marilyn’in anneannesi, dedesi ve dayısı da şizofreni tanısı almıştı.
Annesinin akıl hastanesine yatırılması o aile için pek de garip değildi çünkü dayısı da aynı durumu yaşamıştı. Öte yandan anneannesi ve dedesi de manik depresyon ile yıllarca mücadele etmişti. Marilyn’in dayısı ise akıl hastanesinden çıktıktan sonra kendini asarak intihar etmişti.
Yetimhaneye yerleştikten sonra cinsel tacize uğradı.
Yetimhaneye yerleştirildikten sonra hayat onun için çok daha zor oldu. Yetimhane öncesinde akrabalarının yanında bir süre kalmış ve orada kendisinin istenmediğini çok iyi anlamıştı. Yetimhanede ise cinsel tacize uğramıştı. Henüz hiçbir şey yapamayacak kadar küçüktü.
16 yaşındayken yetimhaneden kurtulmaya karar verdi.
Marilyn artık 16 yaşına geldiğinde yetimhaneye daha fazla katlanamayacağına karar verdi. Öyle ki oraya geri dönmemek için evlenmeyi bile göze almıştı. Fabrika işçisi olan bir adamla evlenmeyi kafasına koymuştu ki kafasına koyduğunu yaptı da.
16 Yaşında Jim Dougherty adında bir fabrika işçisi ile evlendi.
Bu evlilik sadece 4 yıl sürdü. 4 yılın sonunda şiddetli geçimsizlik ile boşanmaya karar verdiler. Boşanmaları gerçekleştiğinde artık yalnız bir kadın olmuştu.
1846 yılında model olarak işe başladı.
Marilyn’in işe başlaması tamamen şans eseri olmuştu. Model olarak işe başlamasına neden olan ise şans eseri çekilen birkaç pozu olmuştu. Model olarak başladıktan sonra hiç durmadı.
Ünlü bir film yapımcısı tarafından adı değiştirildi.
Marilyn şimdi sahip olduğu adını 1946 yılında Howard Hughes tarafından aldı. Bu onun keşfedilme öyküsüydü. Keşfedildikten sonra küçük yapımlarda kendini göstermeye başladı.
Çıtı pıtı tatlı sarışın bir kız olarak yan roller ona çok azdı. Kısa sürede televizyon dünyası da bunu fark ederek kendisini yükseltmeye başladı.
Adını ve hikayesini geride bırakmak istedi.
Adını ve hayatının zorlu hikayesini geride bırakarak kendine yeni bir kariyer çizmek istedi. 1949 yılında “Love Happy” hemen ardından gelen yıl “All About” Eve adlı yapımda oynadı. Yıldızı çoktan parlamaya başlamıştı.
Film dünyasının sarışın bombasının doğuşuna tanıklık edin.
Marilyn Monroe film dünyasında sakin kız rollerini bırakmaya kararlıydı. Tam bir sarışın bomba olarak televizyon ekranlarına yansıdı. Bir star hatta idol haline geldi. Bu süreçte 1950 yılında yakışıklı bir beyzbol oyuncusu olan Joe Di Maggio ile tanıştı.
1964 yılında Joe Di Maggio ile evlendi.
İkinci evliliğini yapan Marilyn aynı yılın ekim ayında yine ayrılık kararı aldı. Boşanmalarını tetikleyen unsur ise onun ünü ve sıcak bir yıldız olarak görülmesiydi. Muhtemelen Joe karısının bir sarışın bomba imajına sahip olmasından rahatsız oldu.
Marilyn filmlerde başrol oynamaya devam ederek daha da ünlendi.
Televizyonun çok da gelişmediği o yıllarda Marilyn yapımlardaki oyunculuğu ile ekran karşısında izleyenleri büyülüyordu. Doğallığı savunması nedeni ile eleştirilse de aslında açık sözlü bir kadındı. Öte yandan birçokları Marilyn’deki büyüleyici olan sırrın doğallığından geçtiğine inanıyordu.
1956 yılında “Marilyn Monroe Productions” şirketini kurdu.
Marilyn için işler iyi gidiyordu. Firmasının kazandırmaya devam etmesi onun için büyük bir avantajdı. Bunun yanı sıra aşk hayatı da görece güzeldi. Arthur Miller ile görüşüyordu.
3.evliliğini de Arthur Miller ile 1956 yılına yaptı.
Tarih 29 Haziranı gösterdiğinde Marilyn Arthur ile nikah masasına oturmuştu. Aslında hayatı için verdiği kötü kararlardan biriydi. Marilyn’in alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile mücadelesi bu süreçte başladı.
5 yıl sonra 3.eşinden ayrıldı.
5 yıl boyunca üçüncü eşi ile geçinmeye çalışmış ancak uyuşturucu ve alkol bağımlılığının da etkileri ile psikolojik olarak bunu başaramamıştı. Hem kendi sağlığı hem de eşinin sağlığı için boşanmayı tercih ettiler.
Boşanma ile birlikte psikolojik olarak daha da işin içinden çıkılmaz bir durumun içine düştü. Ancak kendisini anlayan hiç kimsesi yoktu.
Marilyn Monroe 1962 yılında Amerika’daki evinde intihar etti.
Kendisinin intihar ettiğinden eminiz çünkü olması gerekenden çok fazla uyku ilacını aynı anda alarak hayattan vazgeçmişti. Kendi yatağında Amerika, Brentwood’da bulunan evinde hayatına son vermişti.
Marilyn Monroe’nin ölümüne ilişkin cinayet iddiaları ortaya atıldı. Ölümünün nedeni John F. Kennedy miydi?
Ünlü yıldızın ölümüne ilişkin atılan en büyük cinayet teorisi onun John Kennedy ile olan ilişkisine yönelikti. Cinayet teorisi bu ilişki nedeni ile ondan kurtulmak isteyen insanlar olduğu ve Marilyn’in intihar etmediğini, öldürüldüğünü söylüyordu.
Marilyn Monroe’nin cenazesi California’da 1962 yılının 8 Ağustos gününde defnedildi.
Sevenleri ve hayranları tarafından büyük bir şok etkisi yaratan bu ölüm hala hatırlanıyor. İçinde bulunduğu yüzyılın seksi kadını tam bir aşk karakteri olarak çizilen idol kadının 36 yaşında henüz çok gençken ölmesi uzun süre gündeme oturdu.
1999 yılında dünyanın en seksi kadını olarak seçildi.
Marilyn Monroe öldükten sonra dahi insanlar tarafından sürekli hatırlandı. Bu ödül ona People Magazine dergisi tarafından verildi. Sadece bu dergi değil aynı yıl yine Playboy dergisi tarafından da ödüle layık görüldü.
Kendisi ödüllerini göremedi ama sevenleri onu her zaman hatırlamaya devam ediyor. Marilyn hakkında bildiklerimiz ne kadar olursa olsun bilmediklerimiz her zaman daha fazla olacak. Onun ölümüne ilişkin bir cinayet olup olmadığı hala tam olarak bilinmiyor.
Kaynakça; 1