Müslüm Gürses kimdir, nereli kaç yaşında vefat etti ve hayatı boyunca çektiği eziyetler hakkında sizlere detaylı bilgiler sunuyoruz.
Müslüm Gürses arabesk müzik kültürünün “babası” olarak tanıdığımız, gençlik yıllarında hayranlarının onunla acılarına tercüman olduğunu bildiğimiz bir sanatçıdır.
Kendisini sadece bir sanatçı olarak tanımlamak da doğru olmayacaktır. Öyle ki Müslüm baba sözleri koca bir neslin hislerinin vücut bulmuş halidir de. Peki Müslüm Gürses kimdir? Hayatı ve hakkında merak edilenler burada.
90’lı yılların arabesk müzik severlerinin babasıdır.
Müslüm Gürses özellikle 90’lı yıllarda arabesk müzik kültürünün yaygınlaşması ve halk tarafından çok sevilmesi ile büyük bir ün kazanmıştır. Öyle ki kendisinin konserlerinde hayranları onu dinlerken kollarına jiletler ile minik kesikler atarak acılarından kurtulmaya bile çalışmıştır.
Müslüm Gürses’i hayranlarının kendilerini jiletlediği konserlerden bilen bir X kuşağı olduğunu söylesek yanlış olmaz. Bu arada şaka yapmıyoruz. Gerçekten konserlerde hayranları acılarını dindirmek için kendilerine minik jilet darbeleri ile zarar vermişti.
Müslüm Gürses 7 Mayıs 1953 tarihinde doğmuştur.
Ünlü arabesk sanatçısı Müslüm Gürses hayata gözlerini 7 Mayıs 1953 tarihinde Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde açmıştır. Hayatının ilk yıllarını Halfeti’ye bağlı Fıstıközü köyünde geçirmiştir. Babasının adı Mehmet, annesinin adı ise Emine’dir.
Müslüm Gürses’in iki kardeşi bulunmaktadır. Bir kız ve bir erkek kardeşi bulunan Müslüm’ün kardeşlerinin adı da Zeyno ve Ahmet’tir.
Müslüm Gürses’in gerçek adı Müslüm Akbaş’tır.
Müslüm Gürses hayranlarının şaşırdığı bir bilgi de Müslüm Gürses’in adı hakkındadır. Kendisinin gerçek adı Müslüm Akbaş’tır. Ancak sahne adı kullanmak o yıllarda fazlasıyla popüler olduğundan soyadını Gürses olarak söylemiş ve sahnelerde bu şekilde anılmıştır.
Müslüm Gürses 3 yaşına kadar Şanlıurfa’da yaşamıştır.
Müslüm Gürses hayatı doğduğu ilk anlardan bu yana zorlu geçmiştir. Hayatının ilk yıllarında köyünde yaşayan Gürses 3 yaşındayken ailesinin ekonomik sıkıntıları nedeniyle Adana’ya göçmek zorunda kalmıştır.
Çocukluğunda kunduracılık ve terzilik gibi çeşitli alanlarda çalıştı.
Müslüm Gürses çocukken ailesinin ekonomik sıkıntıları olması nedeniyle terzide çıraklık, kunduracılık gibi çeşitli mesleklerle ilgilenmiştir.
Kendisi küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başlamıştır. Ancak ailesinde mevcut olan tek sorun ekonomik sıkıntılar değildi. Bir gün babası çocuklarının hiç de beklemediği bir şey yaparak hepsinin hayatını değiştirir.
Gürses 1968 yılında bir müzik yarışmasına katılmak istedi ancak babası izin vermedi.
Müslüm Gürses’in müziğe olan ilgisi küçük yaşlardan itibaren mevcuttu. Öyle ki kendisi henüz 14 yaşındayken Adana’da düzenlenen bir ses yarışmasına katılmak istemişti. Ancak babası buna izin vermemiş hatta yarışmaya katılmaması için Müslüm uyurken saçlarını kesmişti.
Müslüm Gürses yarışmaya yine de katıldı. Yarışmayı birincilikle kazandı.
Gürses soyadını kullanmaya da bu yarışmadan sonra başladı. Yarışmadan hemen sonra yarışmaya katıldığı çay bahçesinde bir süre sahne aldı. Ancak kazancının yetersiz gelmesi nedeniyle meslek edindiği terziliğe geri dönmek zorunda kaldı.
Müslüm Gürses’in babası 1969 yılında karısını öldürerek cezaevine girmiştir.
Müslüm Gürses henüz 20 yaşına değmeden babasının annesini öldürmesi nedeniyle anne acısı çekmiştir. Babası annesini öldürdükten sonra cezaevine girmiştir. Bunun üzerine Müslüm Gürses’in kardeşlerine bakmak için daha fazla çalışması gerekmişti.
Gürses kısa süre sonra kardeşini de kaybetti.
Henüz annesinin acısını sindiremeden kardeşinin de hayatını kaybetmesi ile yıkılan Müslüm Gürses için hayat arabesk şarkılarından çok daha zor bir hal almaya başlamıştı. Tam da bu yaşadığı kayıplar yüzünden fazlasıyla içe dönük bir insan olmuştu.
Müslüm Gürses’in bir gazinoda ilk kez sahne alması rahatsızlanan bir sanatçının yerine boşluğu doldurmak içindi.
Bir gazinoda sanatçılardan birinin rahatsızlanması ile birlikte oluşan boşluğun doldurulması gerekiyordu. Müslüm’ün arkadaşı Mehmet de bu durumdan istifade ederek arkadaşını önermiş ve ilk kez gazinoda sahne almasına aracı olmuştu.
Müslüm Gürses’in gazinoda ilk sahne alışı “Talih Kuşu Bir Günde Şaşırır Bize Konar” şarkısı ile ün kazanmıştır.
Terziyken sürekli söylediği şarkısı gerçekten de onun ilk sahnesinde ün kazanmasına yardım etmişti. Talih kuşu Müslüm Gürses’in başına konmuş ve artık sürekli olarak sanatçılık kariyerini sürdürmeye başlamıştı.
Müslüm Gürses’in ilk albümü 1968 yılında çıktı.
Müslüm Gürses ilk albümünü yapmak için 1968 yılında İstanbul’a gelmiştir. Kendisi burada çıkardığı albümündeki Emmioğlu ve Ovada Taşa Basma plağı ile satış rekorları kırmıştır. İlk albümü 300 bin civarında satmıştır.
Müzik kariyerinin ilk yıllarında bir kaza geçirerek konuşma yetisinde kayıp yaşadı.
Müslüm Gürses sürekli turnelerde müzik kariyerinin yükseliş yıllarını yaşıyordu. Yine bir gün bir Anadolu turnesindeyken şoförü uyuya kalmış ve yolculuk kazayla sonuçlanmıştı. Şoförü hayatını kaybederken Müslüm Gürses’in de alın kemiği kırılmıştı.
Garip olan ise Müslüm Gürses’in öldüğü sanılmış ve kendisi morga kaldırılmıştı. Daha sonra Müslüm Gürses’in gözlerini açması ve hareket etmeye başlaması ile yaşadığı anlaşılmıştı. Doktorlar tarafından hemen ameliyata alınan Gürses hayata tekrar tutundu.
Ameliyattan sonra konuşma yetisi yavaşladı. Koku alma ve duyma yeteneğinde azalma oldu.
Ameliyat Müslüm Gürses’in hayatını gerçek anlamda değiştirmişti. Kendisi artık daha az duyabiliyor, daha az koku alabiliyor ve daha yavaş konuşabiliyordu. Doktorlar başını koruması gerektiğini ve başına herhangi bir ufak darbe alması halinde bile görme yeteneğini kaybedebileceğini söylemişti.
Müslüm Gürses’in acılarla dolu hayatı onu asla müzikten uzaklaştırmadı.
Hayatının sonraki yıllarında da sürekli yeni parçalar çıkararak müzikle olan ilişkisini sürdürdü. Öyle ki arabesk müzik kültürünün babası olduğu yıllar da tam bu yıllardır.
1982 yılında çıktığı bir turnede Muhterem Nur ile tanışmış ve onunla evlenmiştir.
Müslüm Gürses 1982 yılında yine bir turne sırasında oyunculuk yapan Muhterem Nur ile tanışmıştır. Ona aşık olan Müslüm Gürses henüz 32 yaşındaydı. Muhterem Nur ise 53 yaşındaydı. Aralarında tam 21 yaş vardı.
1990’lı yıllarda bir hayranı tarafından bıçaklandı.
Müslüm Gürses 1990’lı yıllarda tam bir hayran kitlesine sahipti. Öyle ki bu hayran kitlesi onun için hem bir avantaj hem de dezavantajdı. Yine aynı yıllarda çıktığı bir turne sırasında Bursa’dayken onu çok seven bir hayranı tarafından bıçaklandı.
Müslüm Gürses hayranından şikayetçi olmadı, onu affederek durumun üzerini kapatmayı tercih etti. Hayranlarının konserlerinde kendini jiletlemesi üzerinde toplumsal olarak büyük bir tepki ortaya çıktı.
Müslüm Gürses bir klibi için lüks bir teknede çekim yapınca hayranları tarafından kızgınlıkla karşılandı.
Müslüm Gürses’in arabesk müzik kültürü ile olan bağı hayranları için çok önemliydi. O dönemde bir teknede gerçekleştirdiği klibi nedeniyle hayranları tarafından taşa tutuldu. Bunun üzerine Müslüm Gürses 10 yıldan fazla süre çalıştığı plak firması ile yollarını ayırarak kendine başka bir firma bulu.
2000’li yılların başında Müslüm Gürses pop müziklerini kendi tarzıyla yorumlamaya başladı.
Müslüm Gürses’in artan popüler müzik kültürü sevdası ile birlikte pop müzikleri kendi tarzıyla yorumlaması da bir dönem olay oldu. Ancak kendisi yaptığı açıklama ile çizgisinden şaşmadığını söyleyip hayranlarını sakinleştirdi.
18 Kasım 2012 yılında hayatını kaybetti.
18 Kasım 2012 tarihinde hayatını kaybetmesi sağlık sorunları nedeniyle olmuştur. Sağlık sorunları kendisinin geçirdiği by pass ameliyatı sonrasında arttı. Karaciğer ve böbrek yetmezliği sorunları nedeniyle 4 aylık yoğun bakım süreci sonunda 59 yaşındayken hayatını kaybetmiştir.
Müslüm Gürses’in cenazesi İstanbul’da bulunan Zincirlikuyu Mezarlığı’nda yer almaktadır.