Karar vermek, hayatımızın her anında karşımıza çıkan ve bizi zorlayabilecek seçeneklerdir. Çünkü birçok kişi karar verirken çelişkide kalabilir. Bu da verilecek olan kararın oldukça uzun bir süre içerisinde verilmesine sebebiyet verebilir.

Rasyonellik gereği karar verildiğinde, birçok seçenek içerisinden en iyi olanı seçmek gerekir. Ancak bilişsel ve duygusal önyargılardan dolayı rasyonel seçimlerin engellenmesi mümkündür. Önyargılar, insan DNA’sında yer aldığı için ya da yaşamsal deneyimler sonucu elde edildiği için her kararda etkilidir.

Karar vermek her zaman karmaşık bir iş olduğu için bu kargaşanın içerisinden çıkmak oldukça zordur. Rasyonel kararlar vermeyi engelleyen ön yargılar nedeniyle karar vermek oldukça zor olabilir. Bilişsel ön yargılar, rasyonel kararların, yani hesaplanmış kararların önünde koca bir engel olarak durur.

En İyi Kararlar İçin Ortamın Önemi

En iyi kararları verebilmek için dinamik ortamlarda bulunulmalıdır. Dinamik ortamlar sayesinde verilecek olan kararların daha sağlıklı olabilmesi mümkün olur. Ortama göre verilecek olan kararın önceden şekillenebilmesi de mümkün olur. Bazı alanlarda kararlar ve fikirler sürekli olarak sabit kalabilir.

Bir fikri körü körüne takip etmek kötü olsa bile, güçlü fikirleri takipte kalmak zaman zaman faydalı olabilir. Sağlam modeller takip edildiğinde muhakeme ve sevgi eşliğinde mükemmel fikirlerin ve mükemmel kararların ortaya çıkarılması mümkün olur.

İçgüdü İle Kararlarınızı Karmaşadan Kurtarın

Net Karar Ver

İnsanların içgüdü yetenekleri bulunduğundan, karar verirken mutlaka içgüdüden faydalanılmalıdır. Bu şekilde kararların karmaşık durumundan kurtulmak mümkün olur. Kimi zaman içgüdü mantıksız bulunsa da içgüdünün her zaman mantıksız olduğunu söylemek mümkün değildir.

Çoğu literatüre göre sezgi, diğer kavramlardan her zaman daha üstündür. Sezginin matematiksel olarak başarısız olması daha zor olduğu için sezgisel kavramlara olan inanç daha fazla olabiliyor. Sezgilerin doğru olmasının, öncesinde yapılan çalışmalarla da bağlantısı bulunmaktadır. Sezgiler öncesinde titiz bir analiz yapıldığında sezgilerin doğru olma olasılığının da artması mümkün olur

Geleceğiniz İçin Daha Az Hata Yapmanıza Yardımcı Olacak Kararlar Verin

Kararlar değerlendirildiğinde, çoğu zaman olumsuz sonuçları doğuran kararlar eleştirilir. Fakat şans faktörü gibi nedenlerden dolayı olumlu sonuçlanan kararlar eleştirilmez. Bu da gelecekte verilen kararların hata olasılığını arttırır. Fakat istenen sonuç elde edilse de edilmese de kararları eleştirmek gerekir.


Daha fazla ilgili içerik;

Doğru Başarı Tanımı Yapın

Aldığınız kararlarda başarıya ulaşabilmek için başarı tanımını doğru bir şekilde yapmanız son derece önemlidir. Başarıyı tanımlamak çoğu zaman kolay olsa da, potansiyel değeri değişiklik gösterdiğinde doğru kararı vermek ve başarıyı tanımlayabilmek zor olabiliyor. Bu nedenle, en iyi şekilde doğru tanımının yapılması gerekir.

Kararlarınızı Kaydedin

Verdiğimiz kararların ne kadar etkili olup olmadığını görebilmek için kararlarımızı kaydetmemiz gerekir. Daha sonra vereceğimiz önemli kararlarda, daha öncesinde almış olduğumuz kararın sonuçlarını göz önünde bulundurarak daha başarılı kararlar verebiliriz.

Aşırı Güven Konusuna Dikkat

Çoğu zaman kendimizi aşırı derecede güvendiğimizden dolayı %50 doğru olduğumuz varsayımlardan yola çıkmak kötü bir fikir olarak karşımıza çıkabilir. Fakat %50 doğru olabilecek varsayımların değerlendirilmesi, kötü bir fikir değildir.

Analizler ile Negatif ve Pozitifi Yönlendirin

Karar verirken yapacağınız analizler ile yanlış ve doğru arasındaki seçimi, pozitif ve negatif arasındaki seçimi daha başarılı bir şekilde yapabilirsiniz. Analiz yaparak karar verildiğinde, doğru ve yanlış arasındaki seçimin daha iyi bir şekilde yapılabilmesi mümkündür.

Kendi içgüdüleriniz için de analiz yapmanız oldukça önemlidir. Analizlerinizi yaparken kendi içgüdülerinizi de ele aldığınızda, daha mantıklı kararlar verebilirsiniz.